Depresif hastalarda gözlemlenen en belirgin semptom etkinliklere ilgide ve haz ve keyif almada düşüş olduğundan dolayı terapide görüşme sonrasında etkinlik çizelgesi hastaya verilerek öncelikle var olan durum saptanmaya çalışılır.
Normal bir bireyin aktiviteleri arasında hazza dönük eğlenceli ve performansa dönük zorunlu aktiviteler bulunmaktadır. Sağlıklı bireylerde hazza dönük ve performansa dönük aktiviteler dengeli olmaktadır. Sürekli performansa dönük aktivite tükenmişliğe neden olmaktadır. Depresif danışanlarda hem hazza hem de performansa dönük etkinliklerin epey azaldığı görülmektedir. Depresif bireylerin günlük hayatında genel etkinlik azalmasının yanı sıra yapılan etkinliklerin yalnızca yapılmak zorunda olunanlar olduğu gözlemlenmektedir. Etkinlik çizelgesi ile hastanın bu durumu fark etmesi amaçlanmaktadır. Hastanın sadece zorunluluklardan oluşan ve haz verici etkinliklerin nerdeyse hiç kalmadığı çizelgeyi görmek bireyin ‘her an çok kötüyüm’ inancını da sorgulanmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda hasta etkinlik çizelgesini doldurduğu zaman haz aldığı ya da başarı hissettiği zamanlarında fark etmesi sağlanmaktadır. İlk görüşmede hastanın görüşmeye geldiği gün ile ilgili olan kısım o saate kadar hasta ve terapist birlikte doldurulduktan sonra hastanın bir sonraki seansa kadar her gün çizelgeyi doldurması beklenmektedir. Hastayı toparlamak ve daha iyi hale getirebilmek için kullanılan araçlardan biri olan bu davranışsal müdahale ile hasta her gün sabah 06.00 ile 24.00 arasında saatlik olarak yaptığı aktiviteleri yazdıktan sonra hoşlanma derecesi ve başarı derecesini puanlamaktadır.
Terapist ilk seansta bu çizelgenin rasyonelini açıklamalı ve depresyonun günlük aktiviteler üzerinde var olan etkisini paylaştıktan sonra hastanın kendini izlemeye başlaması önerilmektedir.
Bir sonraki seansta bu çizelge üzerinden çalışmak için, bu listeyi doldururken neler deneyimlediği ya da fark ettiği şeyler paylaşıldıktan sonra listede dikkatini çeken bir şey olup olmadığı sorulur.
Bu çizelge üzerinden sokratik teknikler ya da diğer bilişsel teknikler aracılığıyla; etkinliklerinde belirgin azalmanın fark edilmesi, yaptığı etkinliklerin çoğunun yapmak zorunda olduğu etkinlikler olduğunun ve duygu durumunda yaşanan farklılıkların ortam veya yapılan işe göre değişimlendiğinin fark edillmesi hedeflenmektedir. Hatanın mutlu insanların nasıl mutlu olduğunun hatırlanması amaçlanmaktadır. Bazı zamanlarda başarılı olduğu ya da haz aldığı aktivitelerin de var olduğunu görmesi ile hayatta hiç mutlu olunacak bir şey yok inancı sorgulanması beklenmektedir. Eğer herhangi bir etkinlik yapılmazsa mutlu olmanın zor bir eylem olduğunun insanın bir şey yaparken mutlu olduğunun hatırlaması beklenilmektedir. Burada beklentimiz hastanın keyif aldığı ve zorunda olduğu aktiviteler arasında denge sağlamasıdır. Hastanın içinde olduğu isteksizlik-eylemsizlik ve mutsuzluk döngüsünün, istek-eylem ve mutluluk döngüsüne dönebilmesi için döngüleri kırmak önemlidir. Depresyonda eylemsizlik daha fazla çökkün hissetmeye sebep olmaktadır. Etkinlik planlaması yaparken başlangıçta amaç hazza yönelik etkinliklerin artırılmasıdır. Hoş duygu ve başarı duygusunu artıracak etkinlikleri planlamak bireye yaşamın kontrolünü ele almaya başladığını hissettir ve amaçsızlığı azaltır.
Danışanla ortak olarak olası etkinlikler saptanmalıdır. Şimdi ve geçmişte yapmaktan hoşlandığı etkinlikler, yapmaya zorunda oldukları, geçmişte ve şimdi yapmak istediği ama yapmadığı olası etkinlikler. Listeler oluşturulduktan sonra haz ve başarı etkinlikleri artırılarak bilişsel değişikliği kolaylaştırıcı bir zemin oluşturulmaktadır.
Klinik Psikolog Didem Çengel
Comments