Zaman zaman çoğu insanın hayatında,belirsizliğin başrol oynadığı olaylar vardır. Belirsizlik gelecek hakkında bilinmeyen, olayların nasıl ilerleyeceğini kestirilemeyen, gelecek hakkında bir olasılığı ifade eden durumu anlatır.Hayat standartlarımızı düşüren belki de bizleri çıkmaz bir sona sürükleyen en büyük faktör belirsizliktir. Bu belirsizlik durumu ise psikolojik açıdan insana çeşitli problemler yaratır, insana kaygı yaratan bir durum haline gelir.Bazı insanlar belirsizliklere karşı daha tahammüllüdürler ve onlara kaygı yaratan bu tip belirsizlik durumlarında çözüm yolunu daha rahat bulabilirler ancak bazı insanda bu durum stres yaratır. Kişi kendini aşırı streste hissedebilir ve çözüm bulması çok zorlaşır.
Belirsizlikle ilgili literatüre baktığımızda ise bir birçok kavramla karşılaşıyoruz.
Kelime anlamına baktığımızda belirsizlik ‘net olmama durumu’ olarak ele alınıyor.
Belirsizlik kavramını kullanan ilk kişi ise Frenkel-Brunswick (1949).
Brunswick (1949) belirsizliğin huzursuzluk yarattığını ve belirsizliğe tahammülsüzlüğün bir kişilik özelliği olduğunu tanımladı.
Budner (1962) belirsizlik içinde olan her olayın, birey için tehdit unsuru taşıdığını söyler. Budner (1962) belirsizliğe karşı sergilenen tepkilerin, boyun eğme ve inkar şeklinde olduğunu belirtir.
Boyun eğme tepkisini gösteren kişi durumun değişmeyeceğini düşünerek, bu durumu kabul edip inkar etmeye yönelir ve inkar eden kişiler de durumu reddeder.
Krohne’nin geliştirdiği başa çıkma teorisi ise tıpkı Budner (1962) de olduğu gibi tehdit unsurunun belirsizlik üzerindeki etkisinden bahsetmekte. Ek olarak olumsuz durumların duygusal belirsizliğe yol açtığını belirtilmiş.Aristoteles'in de dediği gibi belirsizlik şimdi veya gelecekte şu veya bu şekilde davranmaya karşı ilgisizlikten başka bir şey değildir.
Belirsizliğe tahammülsüzlüğü olan insanları sergiledikleri ortak davranışlar vardı bu davranışların amacı belirsizlikten kaçınma ya da belirsizliği ortadan kaldırmak için sergilenir. Kimi zaman başarılı olan bu davranışlarımız kimi zaman bizleri çok farklı noktalara sürükler. Hayatımızdaki belirsizliklerin esiri olmak sizce de kulağa oldukça üzücü gelmiyor mu ?
Belirsizliğin bizleri içine sürüklediği davranışlarımızın kontrol edilemeyecek şekilde sergilenmesi ile belirsizliğe tahammülsüzlük dizginlenemez bir hal alır ve bu da kişiyi psikolojik rahatsızlıklara iter. Kişinin sağlıklı bir iletişim kurması adına uzman desteği alması gerekmektedir.Belirsizlik dediğimiz kavram öyle bir kavramdır ki bir bakmışsınız yeni bir hikaye başlangıcına bir bakmışsınız sonlandırmak üzere olduğunuz bir hikayeye savurur sizi ve bilinmezlikler diyarının vazgeçilmezi olmuşsunuz...Romantik ilişkilerimizde yaşadığımız belirsizlik durumları da böyledir, belirsizliğin insan ruhunda bıraktığı bunaltı ve çaresizlik hissi kişide ilişkiyi sonlandırma, güven kaybı,şüphe ve endişeye yol açmasına sebebiyet verir. Romantik ilişkilerde duyarsız olmak partnere yetersizlik, değersizlik hissini empoze ederek şüphe duyma, olumsuz beklentiler, kişilerarası ilişkilerde aşağılık kompleksine sahip olmasına neden oluyor. Belirsizliğe tahammülsüzlüğü ele alan düşünceler, gerçekçi olmayan düşünceler, olumsuz duygular ve güvensiz davranışlarla birlikte olumsuz tepkiler ortaya koyuyor. Hayatta her şeyi yaşayabilmek adına belirsizliğe de ihtiyacımız oluyor ancak her şeyin fazlası zarar ve unutmamız gereken şeylerden biri de belirsizliğin bizlerde bıraktığı derin yaralar,yaralanmadığınız ve yaralamadığınız hayatlara..
Belirsizliğin bizlerden uzak olduğu,evrenin daima bizden yana olduğu, mutluluk ve gülümsenin bizlerde kök saldığı, ruhumuzda yenilenmeyi hissettiğimiz nice güzelliklere, en tutkulu denizlerin ruhumuzda bıraktığı esintilerle,sevgilerle...
#Belirsizlik #StresYönetimi #Psikoloji #İlişkiler #GüvenSorunu #Romantikİlişkiler #PsikolojikDestek #UzmanDesteği #ZihinselSağlık #RuhSağlığı
Zeynep PİRCİ
Şeyma BAYRAM
Comments