top of page

Yapay Zekânın Psikolojiye Yansımaları: Yakın mı, Uzak mı?

Teknolojinin Kıyısında Duran Bir Bilim: Psikoloji


Yapay zekânın 21. yüzyıldaki yükselişi artık yadsınamaz. Eğitimden mühendisliğe, sağlıktan gündelik yaşama kadar pek çok alana dokunan bu teknoloji, psikolojiyi de sessizce ama derinden etkilemeye başladı. Fakat bu etki her zaman büyük bir heyecanla karşılanmıyor — çünkü söz konusu olan şey, insan zihni gibi karmaşık ve hassas bir alan. Ancak sanılanın aksine, yapay zekânın psikolojiyle ilk teması oldukça eskiye dayanıyor. 1966 yılında geliştirilen ELIZA adlı program, Carl Rogers’ın empatik yaklaşımını taklit etmek için yaratıldı. O günden bugüne, bilgisayar tabanlı psikolojik müdahale sistemleri gelişmeye devam etti. Ama bugün asıl tartışılan şey bu teknolojinin nasıl geliştirildiği değil, terapi süreçlerinde nasıl kullanılacağı.


Yapay zeka ve psikoloji
Yapay Zeka ve Psikoloji

Terapi, Gizlilik ve Etik Çıkmazları


Psikolojide gizlilik ilkesi uzun süredir tartışmalı ve hassas bir konu. Terapi sırasında tutulan notların kimde, ne kadar süreyle, hangi koşullarda kaldığı büyük önem taşır.Yapay zekâyla yürütülen terapilerde şu sorular oldukça meşru:

·      Veriler nerede ve nasıl saklanacak?

·      Bu bilgilere kim erişebilecek?

·      Siber güvenlik ihlali yaşanırsa kim sorumlu olacak?

Henüz bu sorulara net ve güven verici cevaplar yok.


Terapistin Yerini Bir Sistem Alabilir mi?


Yapay zekânın terapi süreçlerine dâhil olması sadece teknik değil, aynı zamanda insani bir meseledir. Bilgiler kim tarafından, nasıl yüklenecek? Bu kişiler yeterli uzmanlığa sahip mi? Yüklenen içerikler danışana fayda mı sağlayacak, yoksa zarar mı?

Tıpkı yıllar önce Mavi Balina oyunu örneğinde olduğu gibi, yanlış içerikler büyük tehlikeler doğurabilir. Nitekim yakın tarihte bir kadın, eşinin yapay zekâ destekli bir sohbet sonucunda intihara sürüklendiğini iddia etti. Bu da bize şunu gösteriyor: Amaç iyileştirmek olsa da sonuç her zaman öyle olmayabilir.

Ancak bir de işin şu yanı var ki tıpkı hayattaki her şeyde olduğu gibi bu konun da kendince olumlu yanları mevcut ve bunları göz ardı etmek haksızlık olur.

·      Duygusal aktarım yaşamayan bir sistemin danışanı yargılamadan dinleyebilmesi,

·      Binlerce danışan bilgisini çevreci şekilde saklayabilmesi,

·      Uykuya ihtiyacı olmadığından her an erişilebilir olması,

·   İnsanların ceplerinde bile taşıyabilecek olduğundan daima ulaşılabilir olması gibi durumlar yapay zekâyı bir “yardımcı araç” olarak düşündüğümüzde büyük avantajlar olarak görülebilecek konular.

 

Sonuç: “İnsan Unsuru” Hâlâ Vazgeçilmez

Yapay zekâ, psikolojinin geleceğinde elbette var olacak. Ancak bu gelişimin hangi koşullarda, nasıl sınırlarla gerçekleşeceği, terapi kavramının insani boyutunu koruyup koruyamayacağımızla yakından ilgili. Psikolojiye yapay zekânın katkısını anlamak için sadece teknolojiye değil, aynı zamanda etik, güvenlik ve insan onuruna da bakmamız şart.


Yapay Zekânın Psikolojiye Yansımaları

 
 
 

Yorumlar


Psikodramind Akademi

Psikodramind 

Akademi

  • Instagram
  • Facebook
  • Whatsapp

© 2023 by Didem Çengel 

Powered and secured by Psikodramind Akademi 

Çalışma Saatlerimiz

Pazartesi               09:00 - 21:00

Salı                           09:00 - 21:00

Çarşamba             09:00 - 21:00

Perşembe              09:00 - 21:00

Cuma                      09:00 - 21:00

Cumartesi             09:00 - 21:00

Pazar                      09:00 - 21:00

İletişim İçin

19 Mayıs, Şemsettin Günaltay Cd. Çamlı Apartmanı No :101 Kat :1 Daire : 3, 34738 Kadıköy/İstanbul

 

Mail: info@psikodramindakademi.com

Tel: +90 553-456-3507

bottom of page